Sadece makul koşulların oluşturulduğu bir işe sahip olmak değil, aynı zamanda “anlam ve değer yaratmak” da çalışanlar için kritik hale gelmiştir. Bu dönüşümle birlikte kurumlar artık yalnızca maaş ve sosyal haklarla değil; vadettikleri kültür, değerler, gelişim olanakları ve deneyimlerle öne çıkmak zorunda olduklarını görmüştür. İşte bu aşamada devreye giren EVP ya da bir diğer ifadeyle Çalışan Değer Önermesi, işveren markası stratejisinin temelini oluşturur.
EVP; kurumların çalışanlarına sunduğu toplam değerin bir anlamda stratejik bir dille açıklanması olarak düşünülebilir. Aslında bu kavram, yalnızca bir iletişim metni değil, aynı zamanda kurumun kendini çalışanlarına nasıl ifade ettiği ve elbette nasıl bir deneyim sunduğuyla da yakından ilgilidir. Neticede yetenekleri bulmak kadar elde tutabilmek de bir meziyet haline gelmiştir. Böyle bir dönemde güçlü ve tutarlı bir EVP, şirketlerin rekabette fark yaratmalarını sağlayan en etkili araçlardan biridir.
Bir organizasyonun çalışanlarına sunduğu maddi, manevi ve deneyimsel tüm değerin stratejik karşılığı olan EVP, “Biz senin için nasıl bir anlam taşıyoruz?” sorusuna odaklanır. Makers Consulting olarak bizler, bu kritik soruyu önemseyen organizasyonlarla birlikte çalışıyoruz. İçeriğimizde hem İşveren Markası Stratejilerinin öneminden hem de EVP Tasarımı kavramından bahsedeceğiz.
EVP servislerimiz için bize ulaşın, 48 saat içinde teklif dönelim.
İşveren Markası Stratejisi Neden Önemlidir?
İşveren markası, sanılanın aksine aslında bir organizasyonun dış dünyaya nasıl göründüğüyle sınırlı değildir. Bu kavram daha çok; içeride nasıl yaşandığıyla, çalışanların şirkete dair algılarıyla ve deneyimleriyle bağlantılıdır.
Çalışanlar bugün işle beraber anlam arayışlarına da öncelik vermektedir. Şirketin vizyonuna katkı sunabileceklerini, kendilerini geliştirebileceklerini ve değer göreceklerini bilmek, çalışanlar için oldukça kıymetlidir. Bu gerekçeyle işveren markası stratejisi, artık sadece insan kaynakları ekiplerinin değil; liderlerin, pazarlamanın ve kültür tasarım ekiplerinin de aynı paydada buluştuğu bir unsurdur.
Sağlam bir zemine sahip işveren markası; doğru yetenekleri cezbetmek, bağlılığı artırmak, iç motivasyonu yükseltmek ve kurum kültürünü dışa taşımak için gereklidir. İçeriğimizin devamında açıklayacağımız EVP kavramı ise işte bu markanın tam anlamıyla kalbinde yer alır. Yani kurumlar ancak tutarlı bir EVP’ye sahip olduklarında işveren markalarına dair doğru bir strateji üretebilirler. Zira EVP, yalnızca iş ilanlarında sunulan yan haklar listesi değil; kültürel bir vaattir.
Organizasyonun ruhunu yansıtan, çalışanlarına sunduğu deneyimi anlatan ve bu deneyimi sürekli iyileştirmeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu bağlamda EVP ve İşveren Markası arasında belli farklılıklar olsa da esasen her iki yaklaşımın birbirini pek çok açıdan tamamladıklarını ifade edebiliriz.
EVP (Çalışan Değer Önermesi) Nedir?
İçeriğimizin girişinde de vurguladığımız üzere EVP, bir çalışanın bir organizasyonda neden kalmak isteyeceğini ya da neden o kuruma dahil olmak isteyeceğini yansıtan bütünsel bir yapıdır. Söz konusu yapı ya da yaklaşım; çalışanlara sunulan maddi yan haklardan çok daha fazlasıdır. Kültür, liderlik anlayışı, öğrenme fırsatları, psikolojik güvenlik, anlamlılık duygusu, toplumsal etki, kariyer gelişimi gibi birçok faktörü EVP kapsamında ele almak mümkündür. EVP olarak kısaltılan kavramın açılımı “Employer Value Proposition” şeklindedir. Bunu da dilimize “Çalışan Değer Önermesi” şeklinde çevirebiliriz.
Tutarlı bir EVP, şirketin çalışanlarıyla kurduğu bağın aynasıdır. Bu bağ; açık, özgün ve kapsayıcı bir dil ile kurulduğunda kurum içi aidiyet artar, çalışan deneyimi güçlenir ve kurum kültürü çok daha sürdürülebilir hale gelir. Çalışan Değer Önermesi (EVP), bir şirketin çalışanlarına sunduğu maddi ve manevi değerlerin bütünüdür. Bu, maaş ve yan hakların ötesinde; şirket kültürü, kariyer gelişimi, iş-yaşam dengesi ve anlamlı bir iş deneyimi gibi unsurları kapsar. EVP, çalışanların şirkette neden çalışmak isteyeceklerini ve mevcut çalışanların neden kalmaya devam edeceklerini açıklar. EVP sayesinde yetenek çekimi, bağlılık, kültürel uyum, performans ve verimlilik noktalarında somut yararlar sağlamak mümkündür.
Makers Consulting’in EVP Yaklaşımı
Makers Consulting, Çalışan Değer Önermesi’ni bir tür İK aracı olarak görmez. Daha çok organizasyonel dönüşümün stratejik bir aracı olarak tanımlamaktadır. Aynı şekilde Makers Consulting çerçevesinde EVP; kurumun DNA’sını, çalışanlarının beklentileriyle buluşturan ve bu buluşmayı şirketin tüm temas noktalarına yayan bir dönüşüm süreci olarak ele alınır. Her kurumun benzersiz bir yapısı, kültürü ve hedefi söz konusudur. EVP tasarımları da bu özgünlük üzerine inşa edilmektedir.
Makers Consulting için EVP sürecinde ilk aşama; kurumun iç dinamiklerini ve çalışan algılarını anlamaya yönelik derinlemesine analizlerdir. Hemen ardından, bu iç görülerle uyumlu, kurumun stratejik hedefleriyle entegre ve çalışanlara ilham verecek bir EVP tasarımı geliştirmektedir.
Makers Consulting; başta Danone, Koç Medical, Aydem Perakende olmak üzere pek çok büyük marka ile bu doğrultuda projeler yürütmüştür. Özetle Makers Consulting; Çalışan Değer Önermesi’ni yalnızca bir söylem değil, bir davranış biçimi olarak değerlendirir. Söz konusu davranışı organizasyonun her katmanına nüfuz ettirmek için harekete geçen Makers Consulting ile iletişim kurabilir ve daha somut bilgiler alabilirsiniz.