Deneyimi Yeniden Tasarlayın.
Tüm şirketlerin farklı değişkenlere bağlı olarak zaman içinde oturan bir itibarı söz konusudur. Ekip üyelerinin niteliği, şirketin kendini yenileme becerisi, iletişim, ürün ve hizmet kalitesi, reklam becerileri, lider figürler, genel düzeyde şirketin imajını ve prestij düzeyini ortaya koyar. Bu itibar, bir anlamda “marka”nız olarak kabul görür.
Markanın yarattığı sinerji ve güç, kalıcı olup olamayacağınızı büyük ölçüde belirler. Bu, markayla alakalı genel geçer bir durum olarak ele alınır. Bunun yanında şirketinizin aktif çalışanlar ya da muhtemel çalışanların gözünde nasıl bir imaja sahip olduğunu yansıtan bir ikinci markanız daha bulunur: İşveren Markası
Bugünkü rekabetçi iş piyasasında pozitif bir işveren markasına sahip olmak son derece önemli ve belirleyici bir unsur haline gelmiştir. Makers Consulting ekibinin de hizmet alanına dahil olan İşveren Markası’na dair detayları aşağıda sizlerle paylaştık.
Şirketler için bugün en önemli departmanlardan bir tanesi olan insan kaynakları, İşveren Markası kavramının odak noktasında yer alır. Şirketler her daim doğal olarak en iyi personelleri organizasyonlarına dahil etmek ve daha da önemlisi onları ellerinde tutmak ister. İşverenlerin çalışanlara karşı sorumluluk duygusu ve genel anlamda izlediği stratejiler, bu ikincil markanın temellerini oluşturur.
Şirketler; kendi platformlarının çalışanlar adına son derece ideal bir yer olduğu izlenimini vermeye çalışır. Liderliğe bağlı olan, organizasyonla uyumlu ve yetenekli personelleri kendinize çekmenin en iyi yolu, en doğru işveren markası stratejisini yaratabilmektir. Yapılan araştırmalar ve anketler, zaten bu tarz çalışmaların potansiyel adayların seçimlerinde son derece etkili olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
Günümüzde oldukça popüler hale gelen bu kavramın kökenleri esasen 1990’lı senelerin hemen başına kadar uzanıyor. O dönem ilk olarak ABD’de Simon Barrow tarafında ortaya atılan kavram, “İşveren tarafından oluşturulan ekonomik, fonksiyonel ya da psikolojik faydalar” olarak açıklanmıştır. Özellikle ekonomik ve fonksiyonel yararları biraz açmak gerekirse, fiziksel düzeyde çalışma koşullarından, yan haklardan veya sosyal olanaklardan söz etmek mümkün olabilir.
Psikolojik faydalar tarafındaysa personellerin kişisel imajlarına, öz kimliklerini korumasına şirketin sunduğu katkıdan bahsetmek olasıdır. Adil bir yönetim anlayışı dışında saygınlık kazanma gibi duygusal ihtiyaçların karşılık bulması, personeller için ikna edici faktörlerdir. Şirketlerin çalışanların ya da ileride kendileriyle çalışacak olan personellerin tercihlerini etkilemek adına psikolojik, fonksiyonel ve ekonomik ihtiyaçları doğru analiz etmeleri gerekir.
2000’li senelerin başlarında Avrupa’daki şirketlerin yavaş yavaş işveren markalarına dair imaj çalışmalarına odaklandıkları görülüyor. Türkiye’de ise bu sürecin hızlanması, 2010 ve sonrasına tekabül ediyor. Bugün pek çok şirketin ve kurumun insan kaynakları departmanı, öncelikli olarak işveren markasına yönelik kapsamlı çalışmalar yürütmeyi tercih ediyor. Yetenekli personel sayısının görece daha sınırlı olması, Türkiye gibi ülkelerde aslında işveren markası çalışmalarının önemini biraz daha artırıyor. Çünkü potansiyelli personellerin rekabet içinde şirketlere kazandırılması ve orada tutulması, uzun vadede büyük yararlar sağlayacaktır.
İşveren markası, en yalın haliyle iş arayan yetenekli personellere şirketin doğru yöntemlerle ve güçlü bir imajla tanıtılması olarak düşünülmelidir. Bu yaklaşım, çalışan katılımını sağlamasının yanında var olan personellerin de elde tutulmasını sağlar. Motivasyonu yüksek tutulan çalışanlar ya da iş arayanlar, bu olumlu deneyimlerini diğer paydaşlara aktarma şansı bulacaktır. Bu paydaşlar içinde müşterilerin ve yetenekli çalışanların altı özelikle çizilmelidir.
Yetenekli bir personel adayı, kendisine sunulan teklifler arasında bir tercihte bulunurken, şirket değerlerine ve kültürüne, şirketin konumuna, kariyer gelişimine yaptığı katkıya, yönetim tarzına, iş-yaşam dengesine, iş güvenliği gibi kriterleri ele alır. Yetenekli ve verimli personellerin aynı anda pek çok firma tarafından talep edildiği, bu firmalar arasında işveren markası açısından ciddi bir rekabet olduğu unutulmamalıdır.
Pozitif bir imaja sahip olan işletmelere gelen iş başvuruları, negatif bir işveren markası imajına sahip olan işletmelere kıyasla çok daha azdır. İyi bir işveren markası çalışması sayesinde işe alma maliyetlerinde önemli bir düşüş olur. Şirketiniz yetenekleri deyim yerindeyse bir mıknatıs gibi çekmeye başlar.
Yapılan araştırmalara göre iş arama süreçlerinde olan adayların %84’lük bir kısmı işveren itibarının son derece önemli bir done olduğunun altını çiziyor. Adayların yarısı, işveren marka itibarı kötü olan bir şirkette çalışmak istemeyeceklerini ifade ediyor. Yetenek kazanımını elde etmek noktasında İşveren Markası ile alakalı kapsamlı çalışmalar yapmak son derece önemlidir.
İşveren markası sayesinde nitelikli adaylara dair iş havuzunda bariz bir artış görülür. Öte yandan böyle bir çalışma işletmenizin ya da kurumunuzun maliyet dengesini korur. Olumlu bir şirket kimliği, yetenekli personelleri size düşük maliyetlerle çekmeye yetecektir. Fakat kötü bir üne sahip olan şirketler bu konuda çok ciddi bütçeler ayırsalar bile var olan imajlarını düzeltme noktasında güçlük çekerler ve bu nedenle de harcama limitlerini artırmak zorunda kalabilirler.
İşveren markasının bir diğer faydası, işletmenizin sosyal medyada algılanış biçimini değiştirmesidir. İş arayanların %25’lik kısmı iş arama noktasında sosyal medyayı aktif olarak değerlendiriyor. Kalifiye insan kaynakları departmanı yaratmak, kurumsal bilinirliği artırmak, kurumsal saygınlığı korumak, personel sirkülasyonunu engellemek ve motivasyonu yükseltmek, bu çalışmanın somut faydaları arasında sıralanabilir.
Makers Consulting ekibi, yenilikçi kurgularıyla, işveren markası imajınızın en iyi biçimde anılmasını sağlıyor. Şimdi siz de faydalanın : [email protected]
