Deneyimi Yeniden Tasarlayın.
Şirketler için yetenekli kişileri elde tutmanın ya da yeni yetenekleri şirkete kazandırmanın oldukça önemli ve belirleyici olduğu bir dönemdeyiz. Şirketlerin bu anlamda hakim olmak zorunda oldukları beli kavramlar söz konusudur. Bu kavramlar içerisinde özellikle Employer Value Proposition ile Employer Branding’e özel olarak vurgu yapmamız gerekir. Her iki yaklaşımda da işletmeler, çalışan ya da çalışan adaylarını bir hedef kitle olarak görür ve şirkete kazandırmak adına değer üretir. Employer Value Proposition, Türkçede “Çalışan Değer Önermesi” olarak bilinir.
Öte yandan Employer Branding kavramını da dile “İşveren Markası” şeklinde çevirmek mümkün. Her iki olgu oldukça benzemesine rağmen aslında, birbirinden keskin şekilde ayrıldıkları yönler bulunur. Bu içeriğimizde, Employer Value Proposition ile Employer Branding’i ayrı ayrı ele alarak genel biri karşılaştırma yapmaya çalışacağız.
EVP olarak kısaltılan ve Çalışan Değer Önermesi olarak pek çok kaynakta karşımıza çıkan Employer Value Proposition, organizasyonların ve bilhassa da liderlerin bilmesi gereken bir anlayışı temsil eder. EVP, temel olarak potansiyel düzeyde bir şirkette çalışabilecek geniş bir kitleye, “Neden bu şirkette çalışmalısınız?” ya da “Bu şirkette yer almak size neler kazandırır?” gibi sorulara somut şekilde yanıtlar arar.
Sosyal ya da ekonomik açıdan kazanılabilecek haklar, ödüller, ayrıcalıklar vs. bir değer önermesi olarak sunulur. Bir anlamda yetenekli personel adaylarını şirkete kazandırmak adına geliştirilen bir tür ikna ve kendini anlatma sürecidir. Bir personele değer katacak, bir personele şirketi cazip gösterecek her türlü detay, EVP kapsamında sunulur. İzinler, emeklilik hakkı, sosyal haklar, promosyonlar, indirimler, personelin kendini geliştirmesine yardımcı olabilecek eğitimler vs. bu anlamda iletilir.
Bazı kurumsal işletmeler, Çalışan Değer Önermesi konusundaki duruşlarını doğrudan resmi internet siteleri üzerinden şeffaf bir metinle açıklamaktadır. Bu tip çağrılar çoğunlukla, “Neden Bizimle Çalışmalısınız?” benzeri bir başlık altında toplanır. Çalışan ve çalışan adayları için burada ifade edilen unsurlar, bir açıdan teminat niteliğindedir. İyi bir EVP çalışması için şirket yöneticileri hem mevcut çalışanların hem de başka işlerde çalışıp şirkete kazandırılmak istenen kişilerin beklentilerini çok iyi bir şekilde kavramak zorundadır. İdeal bir EVP ile yetenekli çalışanları kolayca dikkati çekilir.
İşveren Markası ya da bir başka ifadeyle Employer Branding, doğru bir şekilde tasarlanan yönetim sisteminin olmazsa olmaz unsurları arasındadır. Burada da amaç, tıpkı Çalışan Değer Önermesi’nde olduğu gibi yetenekli çalışanları şirkete dahil etmek ve uzun seneler boyunca elde tutmaktır. Sadece söz konusu yaklaşımda dinamikler ve tembel odak noktası biraz daha farklıdır.
İşveren Markası kavramı, çalışan adaylarına yönelik olarak daha genel bir imaja odaklıdır. Örneğin sosyal sorumluluk projeleri ya da kampanyalar gibi görünürlüğü olan unsurlar üzerinden bir imaj inşa edilebilmektedir. Burada öncelikli odak, başvuru öncesinde çalışan adaylarının söz konusu firmayı ne şekilde algıladıkları üzerinedir. Sosyal medya kullanımı, resmi sitedeki yönergeler, reklamlarda kullanılan dil, işe alım esnasında kullanılan yöntemler, personele yaklaşım biçimi, firmaya dair çalışanların düşünceleri, anketler, yorumlar, şikâyetler vs. İşveren Markası üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etki yaratabilir.
Doğru olışturulmuş İşveren Markası ile beraber işletmeler, “çalışılabilecek bir şirket” algısını oluşturmak ve daha da önemlisi pekiştirmek ister. Bu bağlamda bir çalışan için iş değiştirmeye değecek tüm olumlu gerekçeler sıralanırken, şirketin genel duruşu, misyonu ve vizyonu da aktarılır. İşveren Markası, işletme hakkında oluşturulmak istenen olumlu imajın, bir biçimde yayılmasına ve doğru hedef kitleye ulaşmasına yardımcı olur.
EVP ve İşveren Markası arasında belli farklılıklar olsa da esasen her iki yaklaşım birbirini pek çok açıdan tamamlamaktadır. Her iki kavramda da işletmeler mutlak suretle organizasyonlarının her anlamda bir çalışan için ideal bir yer olduğu vurgusuna özen gösteriyor. Employer Branding, beraber çalışmak adına firmanın harika bir yer olduğu noktasında ikna edici bir imaj çizer. EVP ise daha çok oluşturulan bu imajı somut bir çerçeveye indirger. Yani vaat edilen unsurların gerçeğe dönüşmesi noktasında net ve keskin cümlelere başvurur.
Popüler olan noktalar, bir markanın EVP’sini meydana getirir. EVP’de markanın ana kimliği, orada aktif olarak çalışan kişilerin algısı üstünde tanımlanır. İşveren Markası’nda veri analizi, yetenekli kişileri çekmek adına yaratıcı yolları kullanılır. Employer Branding şirketin tanındığı ana çerçevedir. Bu çerçeve hem müşteri hem de çalışan kitlesine yönelik mesajlar barındırır. Oysa EVP kavramı, büyük ölçüde şirketin avantajlarına odaklıdır. Bu farklara rağmen her iki unsurun birbirini tamamlamak zorunda olduğunu anımsatalım.
Etkili bir Employer Value Proposition ve Employer Branding çalışması yapmak isteyen işletmeler, hem mevcut hem de gelecekteki çalışanlarına değer sağlamayı hedefler. Makers Consulting ile iletişime geçerek eğitim ve danışmanlık hizmeti alabilirsiniz : [email protected]