İletişim
TR EN

Sistematik Yaratıcı Düşünme Nedir, Nasıl ve Neden Kullanılır?

Deneyim Odaklı Öğrenin

Mart 14,2023 4 dakika okuma süresi

Dünyadaki değişim hızı, özellikle iş dünyasının erken kararlar almasını gerekli kılmaktadır. Kurum ve kuruluşlar, bu kararların yaratıcı çözümler sunmasını ise birincil hedef olarak belirlemek durumundadır. Bu hedefe uygun olarak bugüne değin farklı bir bakış açısıyla problemlerin üstesinden gelebilmek ve böylelikle ürün geliştirme sürecini daha ileri bir seviyeye taşımak için birbirinden farklı tekniklerden geliştirilmiştir. Bu tekniklerden biri olan Sistematik Yaratıcı Düşünme nedir, nerelerde kullanılır, sorusunun yanıtlarını arayanlar için hazırladık.

Yenilikçi kurumlarda gerçekleştirmiş olduğumuz Eleştirel Düşünme, Yaratıcı Düşünce ve İnovatif Zihniyet workshoplarımıza ekipleriniz ile katılın, kurumunuzu Geleceğe Hazır Çalışan Programımıza dahil edelim. Detaylı bilgi için size ulaşalım.

SİSTEMATİK YARATICI DÜŞÜNME TEKNİĞİ HAKKINDA

Anıldığı gibi değişip gelişen dünya düzenine erken uyum sağlayabilmek adına problem çözmede kullanılabilecek pek çok sistematik metot geliştirilmiştir. Bunlar arasında yaygın kullanıma sahip olanlardan biri, TRIZ’dir. Açılımı Teoriya Resheniya Izobreatatelskikh Zadatch, yani, Yaratıcı Problem Çözme olan bu teknik, özellikle mühendislik ve tasarım alanlarında sayısız ülkede kullanılagelmiştir. İngilizcesi Systematic Inventive Thinking olan ve SIT olarak kısaltılan Sistematik Yaratıcı Düşünme tekniği ise TRIZ’i temel alarak 20. yüzyılın sonlarına doğru İsrail’de geliştirilmiş bir tekniktir.

Kullanım Nedeni

Sistematik Yaratıcı Düşünme, yeni bir ürünün tasarlanması esnasında fikir yaratılması için kullanılmakla birlikte fikrin somutlaştırılmasında ve problemlere yönelik kendine özgü niteliklere sahip çözümler bulmada da kullanılır. Amaç, gelenekselleşmiş kalıpların dışına çıkmak, alternatif öneriler sunmak, düşünceler-ögeler arası ilişki kurmak, yeni bir şey (düşünce, ürün, teknik vs.) ortaya koymak ve var olana eklemeler yapmaktır. Şirketlerin SIT’ten faydalanmasını gerektiren pek çok önemli neden vardır. Bunlar arasında öne çıkanlar; global çaptaki pazar yarışı, çalışanların beklentileri ile şirketlerin gereksinimleri, dünya genelinde yeniliğe duyulan açlık ve gelecekte de kendi fikirlerini üreten ve uygulayan bir şirket hâline gelme ihtiyacıdır.

SİSTEMATİK YARATICI DÜŞÜNMENİN UYGULANIŞI

SIT’in ana prensibi, yaratıcılığın ortaya çıkması için Kapalı Dünya’nın varlığını gerekli kılar. Yani, ilgili problemi çözmek için sisteme yeni unsurlar eklenmesi gerektiğinde Sistematik Yaratıcı Düşünme tekniği kullanılamaz. Kapalı Dünya’nın sınırlarını, problemin kendi dünyası ile ait olduğu çevre çizer.

Sistematik Yaratıcı Düşünme tekniğinin uygulama adımları; problemin düzenlenmesi, problemi ortadan kaldırmaya yönelik çözümü bulmada kullanılacak stratejinin belirlenmesi ve fikirlerin ortaya çıkarılmasıdır.

SIT kapsamında; çıkarma, çarpma, görev birleştirme, bölme ve bağımlı özellik gibi kalıplar kullanılır:

Çıkarma kalıbıyla ürünün ana bileşenlerinden biri üründen çıkarılır ve kalan bileşenlerle ürün yeniden tasarlanır.

Çarpma kalıbıyla ürüne, bileşenlerden biriyle eş değer özellikte başka bir bileşen eklenir. Bu yeni eklenen bileşen daha fazla ve daha farklı olacak şekilde yerleştirilmelidir. Yani, bileşenin suretleri eklenerek bu suretlerin kimi değişkenlere göre farklılaştırılması esastır.

Görev birleştirme kalıbıyla ürünün mevcut parçalarına ilave yeni görevler eklenir. Bir diğer deyişle fonksiyonel açıdan kaynağın geliştirilmesi söz konusudur.

Bölme kalıbıyla ürün ya da ürünün bileşenleri bölünüp tekrar farklı şekilde bir araya getirilerek yeni bir ürün elde edilir. Bu kalıbı kullanmanın artısı, uygulayıcıya yeni yaratım sürecinde özgürlük sunmasıdır.

Bağımlı özellik kalıbıyla ise ürününün kimi ya da her bir parçası, değişen koşullar ardından yeniden oluşturulur.

Bu kalıpların uygulanması için ilk olarak ilgili ürün belirlenir. Akabinde yapılış amacı ortaya konur ve ürün farklı kalıplardan geçirilerek üretilir.

Sonuç itibarıyla Sistematik Yaratıcı Düşünme tekniğini kullanan şirketlerin daha başarılı olması, karşı karşıya kaldığı problemlere alternatif çözüm önerileri getirmesi ve böylelikle özellikle kaos ortamlarında faaliyetlerine devam edebilme avantajı yakalaması, kalıplaşmış düşüncelerden sıyrılarak yeni, beklenmedik ürünler üretip farkını ortaya koyması işten bile değildir.