İletişim
TR EN

Ekiplerdeki Kuşak Çatışması Önlemenin Yenilikçi Yolları Nelerdir ?

Deneyim Odaklı Öğrenin

Mart 13,2023 4 dakika okuma süresi

Bugün Z Kuşağı’nın da iş hayatına giriş yapmasıyla birlikte, ekiplerde karma bir yapı oluşmuş durumda: Organizasyonun demirbaşı olarak tanımlanabilecek, yıllardır bağlı olduğu şirket için iş ve değer üretenler, kendini organizasyonun bir parçası olarak görmeye başlayanlar ve henüz dâhil edilmiş olması dolayısıyla kendini ekibin dış çemberinde konumlandıranlar. Hâl böyle olunca sosyal hayatta yaşanan kuşak çatışmasının ekip içerisinde de yaşanması kaçınılamaz bir durum oluyor. Peki, bir ekip içerisindeki kuşak çatışmasını önlemenin en yenilikçi yolları nelerdir? Cevapları, bu yazımızda.

EKİP İÇERİSİNDE NEDEN KUŞAK ÇATIŞMASI YAŞANIYOR?

Kuşak, genel bir tabirle, yaklaşık aynı yıllarda doğan, ortak değerleri, inançları ve beklentileri olan, davranışları birbirine benzer, aynı çağda yaşayan ve o çağın getirdiği kültürü benimsemiş topluluklardır. Bu ifadeden de açıkça anlaşılacağı üzere, kuşaklar sadece yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş toplulukları değil, aynı zamanda düşünce, his ve deneyim ortaklığı da bulunan toplulukları ifade eder. 20. yüzyılın ikinci çeyreğinin sonundan itibaren doğanlar bazında ele aldığımızda bu kuşaklar: Patlama Kuşağı (1946-1964), X Kuşağı (1965-1979), Y Kuşağı (1980-1999) ve Z Kuşağı’dır (2000-2021).

Farklı kuşaklara dâhil bireylerin benzer yanları azalıp benzer olmayan yanları arttığından ve her kuşağın kendi karakteri, doğrusu ile yanlışı ve bir hayat anlayışı olduğundan kuşaklar arası çatışma, hayatın her alanında kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkar.

Kuşak çatışması, temel olarak, sosyal ve toplumsal yaşamda niçin yaşanıyorsa ekip içerisinde de o nedenle yaşanır: iletişimsizlik. Sağlıklı bir iletişim içinse muhatabı olduğu gibi kabullenmek bir gereklilik. Yani, bir ekip üyesinin ekibin diğer üyelerinin kendisiyle aynı düşünceleri paylaşmasını, aynı performansı göstermesini beklemesi, kuşak çatışmasının başlıca tetikleyicisidir.

Farklı kuşakların bir araya gelmesiyle oluşan bir ekip, esasında düşünce ve iş yapış çeşitliliği açısından oldukça zengindir ve organizasyonu ileri taşır. Buna karşın, yaşanan çatışmalar, ekibe ve dolayısıyla organizasyona zarar verecek boyuta ulaşabilir. Böyle bir durumla karşılaşılmaması için çatışma henüz oluşmadan önlem alınması oldukça önemlidir.

Makers Consulting olarak yenilikçi kurumların çalışanlarına özel hazırladığımız yeni nesil liderlik programları ile ekip olma, değişime açık olma ve 21.yy yetkinlikleri gibi yenilikçi konularda danışmanlık ve eğitim hizmetlerimizi vermeye devam ediyoruz. Kurumunuz ile sizde faydalanın: [email protected]

EKİPTEKİ KUŞAK ÇATIŞMASINA ENGEL OLMANIN YENİLİKÇİ YOLLARI

Ekip içindeki kuşak çatışmalarını önlenmesinde ekip liderlerine/yöneticilere büyük sorumluluk düşer. Bu kişilerin ekipte yer alan kuşakları belirlemesi, mevcut kuşakların genel özelliklerini, artı ve eksi yanlarını tüm detaylarıyla bilmesi gerekir. Bu bilgilere göre iş dağılımı yapması (tüm kuşakların eşit olarak görev alması), “ekip olma” ruhunun ortaya çıkmasını sağlar ve “ben” değil “biz” algısının zihinlerde yer etmesini müteakip, “iş birliği” ile üretmenin değeri anlaşılarak çatışmalar daha az yaşanır hâle gelir. Yine, benzer şekilde, kuşak özelliklerini göz önünde bulundurarak yöneticiler, motivasyon artırıcı eylemlerde bulunmalıdır. Her kuşağın gereksinimi farklı olduğundan bu tür güdüleyici eylemler hiçbir kesimi arkada bırakmayacak şekilde gerçekleştirilmelidir.

Esneklik” de yöneticilerin/liderlerin, ekipteki kuşak çatışmalarını önlemek adına kullanacakları bir yöntemdir. Yani, iş yapış biçimleri konusunda tercih ettikleri yöntemler konusunda kuşaklar özgür bırakılmalıdır. Bu esneklik, kuşak çeşitliliğinin organizasyon yapısına olumlu olarak yansımasını sağlar.

Her kuşağın beklentisini eksiksiz karşılamak da çatışmaların kapısını kapatır. Mevcut düzen, ekip içerisinde bulunan kuşaklardan birinin beklentilerini karşılıyor, diğerlerininkini yok sayıyorsa düzen değiştirilmeli; maaş, esnek çalışma saati, yüklenilen sorumluluk konularında ayrım gözetmeksizin tüm üyeler tatmin edilmelidir.

Öte yandan, yöneticilerin lider vasfına bürünerek örnek olması, dolayısıyla inovasyon çağında olunduğunun bilinciyle hareket ederek ekip üyelerinin tamamını “değişime açık” hâle getirmesi gerekir. Eğitimler, toplantılar vb. etkinliklerle bu dönüşüm kısa süre içerisinde gerçekleştirilebilir.

Tüm bunların içinde belki de en önemlisi, yöneticilerin ekip üyeleri arasındaki iletişimi güçlendirmeye özen göstermesi gerektiğidir. Bunu başarabilmek için de öncelikle bizzat kendisi üyeleriyle güvene dayalı ilişkiler geliştirmeli, akabinde aynı bağın üyeler arasında da kurulmasına öncülük etmelidir. Üyeleri ortak iletişimi sağlayan program kullanmaya teşvik etmek, belirli aralıklarla sosyalleşmeleri için gerekli ortamı sağlamak vb. İletişim kuruldukça kuşaklar birbirini anlayabilir hâle gelecek ve dolayısıyla muhtemel çatışmaların önü kesilecektir.