Agile (Çevik) Dönüşümü Yakalayın.
Son dönemde inovasyon kavramını odak noktasına yerleştiren pek çok organizasyonun Çevik ya da bir başka deyişle Agile dönüşümüne tanıklık etmek mümkündür. Çevik yazılım geliştirme metodunun tüm dinamiklerine hakim olan firmalar, bu yaklaşım biçiminden her anlamda verimlilik elde edebiliyor. “Agile projects” ya da bir başka deyişle Çevik projelerin başarıya ulaşması noktasında organizasyonu oluşturan tüm bölümlerin bu yenilikçi yaklaşıma adapte olmaları gerekir. Yüzeysel bir biçimde Kanban ya da Scrum metotlarını uygulamak, bir şirketin gerçek anlamda Agile dönüşümünü gerçekleştirmesi adına yeterli değildir. Bugünkü içeriğimizde, Agile kültürünü oluşturan önemli konulardan biri olmasına rağmen kimi zaman kurumsal işletmeler tarafından es geçilen ya da yeterince önem verilmeyen kullanıcı hikâyelerinden (user stories) söz edeceğiz.
User story, hem zamandan tasarruf elde edilmesini sağlayan hem de geliştirme süreçlerindeki tüm belirsiz noktaları minimize eden bir kavram olarak karşımıza çıkar. Temel olarak kullanıcı hikâyelerini; Çevik projelerde geliştirilen herhangi bir özelliğin müşteri ya da son kullanıcının perspektifinden yazılmış olan kısa bir açıklaması olarak düşünmek mümkündür.
Geliştirilen ürünün ihtiyaç duydukları, bu süreçte dışarıdan bir gözle kullanıcıların deneyimi neticesinde ortaya çıkarılır. Aslında bu aşamada salt gereksinimler değil aynı zamanda insan odaklı etkileşimler de söz konusudur. Burada hedeflenen, Agile proje ekipleri ile paydaşların arasında güçlü ve sonuca odaklı doğru referans noktaları yaratabilmektir. Örneğin ürüne ait iş listesi, üründe olması gereken nitelikleri yansıtan kullanıcı hikâyelerinden meydana gelir.
Bir üründe olması talep edilen tüm nitelikleri somut şekilde tespit eden kişi “product owner” olarak bilinir. Bu kişi, kullanıcı hikayeleri yazmak suretiyle gerekli ürün iş listesini meydana getirir. Bilindiği üzere Agile yaklaşımının 12 prensibinden ulaşabileceğiniz gibi; müşteri ihtiyaçlarına olabildiğince hızlı bir şekilde yanıt vermenin yanında çalışmaları kısa aralıklarla kendileriyle paylaşma mantığı vardır. Kullanıcı hikâyeleri tam da bu noktada Çevik projeler için oldukça önemli ve somut bir işleve sahiptir.
Çevik yaklaşımının ayrılmaz bir parçası olarak kendine yer bulan kullanıcı hikayesi, proje boyunca belli aralıklarla yeniden yazılır. Çevik projelerde bütün hikayeler sürecin başında kesinlikle yazılmaz. Bu durum, projenin başarısızlığını kaçınılmaz kılar. Böyle bir senaryoda oluşacak değişiklikle beraber geriye dönmek zorunda kalabilirsiniz. Bu da gerçekleşen çalışmanın zaman kaybı ile sonuçlanması anlamına gelir.
Agile projelerinde her türlü değişime çok hızlı bir şekilde ayak uydurmak ve karşılık vermek önemlidir. Kullanıcı hikâyelerinde önemli olan fonksiyonel beklentileri ön plana çıkarmaktır. Öte yandan bunu yaparken de son derece basit cümlelerle sade bir anlatım benimsemek gerekir. User Story, esasen her formatta oluşturulabilmektedir. Buna rağmen bazı kabul görülen şablonlar söz konusudur.
Orta ya da büyük ölçekli projelerde paydaşlarla beraber hareket ederken User Story de belirleyici bir faktördür. Genellikle yeni bir projeye başlarken hikâye açısından somut pek bir şeyden söz etmek zordur. Agile proje takımları, sürecin başında henüz net olmayan hikayeleri detaylandırmaktansa bunu geliştirme süreçlerine bırakır. Maddi ya da manevi anlamda ciddi kayıpların yaşanmaması adına da benimsenmesi gereken yaklaşım budur.
Çevik projelerde ekipler kullanıcı hikayelerini detaylandırma noktasında 2 ayrı yöntemden yararlanır. Bu yöntemleri; kullanıcı hikayelerini alt hikayelere bölmek ve kullanıcı hikayesine kabul kriterleri eklemek olarak açıklamak mümkündür.
Hikâyeleri alt başlıklara bölmek, “Sub Stories” olarak da bilinmektedir. Bu yöntemde birçok küçük hikayecik yazılır. İçeriğe dair daha çok bilgi sahibi olmak açısından önemli bir avantaj olarak görünür. Temel bir kullanıcı hikayesi, geliştirilme sürecine dahil olduğunda ürüne ya da hizmete dair alt başlıklar da somut olarak şekillenmeye başlar. Örneğin genel olarak sosyal medya ile alakalı bir kullanıcı hikayesi yazıldığını düşünelim. Bunun bir adım ötesinde, hikaye alt başlıklara bölündüğünde Facebook, Instagram ya da Twitter özelinde cümlelere tanıklık etmeye başlarız.
Diğer yöntem olan hikayeye kabul kriterleri eklemek ise “Acceptance Criteria” olarak tanınır. Bu süreçte product owner’ın hikayenin tam anlamıyla sağlanmış olduğunu onaylaması adına gerekli kriterler belirlenir. Detayların önem ve öncelik sırasına göre yazılması gerekir. Bu yöntemde projenin tüm gereksinimleri ya da işlevselliği içerikte yer almalıdır.
Kullanıcı hikayeleri, herkes tarafından kolay bir şekilde anlaşılır ve ayrıca ekibi yaratıcı çözümler oluşturmak konusunda teşvik eder. Kullanıcı hikayelerinde temel olarak “Kim, sistem ne yapacak ve kullanıcı bundan nasıl bir yarar elde edecek?” sorularına odaklanılır.
Etkili bir user story (kullanıcı hikayesi) için ihtiyacınız olacak olan bilgi ve deneyimi, gerçek proje örneklerinin de kullanıldığı eğitimler sayesinde edinmeniz mümkün. Detaylı bilgi için iletişime geçebilirsiniz : [email protected]